24 Mart 2013 Pazar

Sahibine Ulaşan Nişan Sandığı









Nankörlükte son nokta

Bunlara yardım edeceğinize sokaktaki köpekleri besleyin,size sonsuz bir sadakat ve sevgi verirler.Yaptığım her kuruş yardımı haram ediyorum.Haram zıkkım olsun.Ve bir daha da yardım gönderirsem ŞEREFSİZİM

Buyrun vanlıların nankörlüğü....

21 Mart 2013 Perşembe

Mutlu Musun %50


Rezaletin bir perdesi daha bugün Diyarbakır’da sergilendi. Bu ne ilk perde idi, ne de son perde olacak…

Bundan sonra izleyeceğimiz her sahnede rezalet daha çok artacak, izledikçe şaşıracağız.

Diyarbakır’da gerçekleşen olay, Türk Devletinin bir terör örgütüyle imzaladığı teslim anlaşmasıdır.

Türkiye’yi artık hükümetin değil, Apo’nun yönettiği açıkça ortaya çıkmıştır.

Adamın bütün derdi kendisini kurtarıp özgürlüğüne kavuşmaktır.

Ülkemizde bunlar olurken, ülkemiz bölünmeye ve parçalanmaya adım adım yaklaşırken, sadece Tayyip’in başkanlık hevesi uğruna bu olaylar yaşanırken, Cumhuriyet’in koruyucusu olması gereken Türk ordusu acaba nerededir?

Ne düşünmektedir?

Yoksa ordumuz da “Yeter artık, biz bu işten bıktık. Verelim Apo’ya özgürlüğünü ve bu işi bitirelim” diye mi düşünmektedir?

Katil dün Diyarbakır’da okunan mesajında silahların bırakılması çağrısı yaparken Türkiye Cumhuriyeti’ne açıkça posta koydu, tehdit etti.

Hiç kimse onun yumuşak ve barışçı söylemlerine kanmasın, bu yalanlara güvenmesin…

Çünkü henüz işin çok başındayız ve aysbergin sadece suyun üzerindeki bölümü önümüzde.

Şimdi hükümetle terör örgütü cicim aylarını yaşıyor.

Suyun altındaki esas kitle henüz ortada yok!..

Ve tehlikenin, aymazlığın, umursamazlığın gerçek boyutları orada yatmakta.

http://sozcu.com.tr/2013/gundem/turk-devletinin-teslim-anlasmasi.html

18 Mart 2013 Pazartesi

Bugün Bir Başka Vurdu İhanet

BUGÜN BİR BAŞKA VURDU İHANET

BUGÜN BİR BAŞKA ACIDI YÜREĞİM

İHANET BU KADAR BÜYÜMEMİŞTİ GÖZÜMDE

ŞİMDİ İSYANKAR OLMUŞ YÜREĞİMLE

HER SABAH YENİ YOLCULUKLARA ÇIKIYORUM

UMUDUN TÜRKÜSÜNÜ SÖYLÜYORUM ÖKSÜZ

BAKIŞLARIMLA .....

CEHENNEMLER YARATAN BİR IRKIN AHFADIYIZ DİYE :(

Erkan Yıldız BEYOĞLU...



İŞTE TAKUNYA ADALETİ...

7 Mart 2013 Perşembe

Kedi İle Yaşamak Evlilik Gibidir

Kedi sahiplerinin yakından tanıdığı bir isim, veteriner hekim Tarkan Özçetin... 

2008 yılında Türkiye’deki tek Kedi Hastanesi’ni açan Özçetin, o günden beri 6’sı veteriner olmak üzere 12 personeliyle kedilerin sağlığı için çalışıyor. Hastane bülteni fikriyle aynı yıl çıkardığı, ancak gördüğü büyük ilgi dolayısıyla dergiye dönüştürdükleri “Kedici”yi de iki arkadaşı ile birlikte hazırlıyor Özçetin... Tarkan Özçetin’le kediler ve kediciler üzerine konuştuk. Sohbetin bir bölümüne “sokak turunu” tamamlayan Özçetin’in kedisi “Cüneyt” de dahil oldu...

* “Yalnız kadınlar kedi besler” kanaati doğru mu?

Hayır, değil. Yalnız yaşayan adamlar da kedi besliyor. Mesela 10’un üzerinde kedi besleyenler genelde kadınlar oluyor. 

* “Kediciler”i, köpek besleyenlerden ayırt eden özellikler nelerdir?

Köpek besleyenler, kendine itaat edilmesini isteyen, her dediğinin yapılmasını arzulayanlar. Kedi bakanlarda ise böyle bir durum
söz konusu değil. Orada daha insani bir ilişki söz konusu. Evlilik gibi, birlikte yaşamak gibi aslında. Yani patron-eleman ilişkisi kedi ile besleyeni arasında olmuyor. İkisi de bu ilişkide eşit. Hatta bazen tersi oluyor, yani kedi “efendi” olabiliyor. Hayatı paylaşıyorlar, kedileri anlayışla karşılayabiliyorlar, ben merkezci değiller... 

* Kedi ile sahibi arasındaki ilişkilerde çoğunlukla neden kedi galip geliyor?

Kedi ile aynı evi paylaştığınız zaman belli kurallar olması gerekiyor. Eğer insan kuralları koymazsa, kedi koyuyor. 

* Kedileri köpekler gibi eğitmek mümkün mü? 

Sert olmamak kaydıyla, onu nefret ettirmeyecek şekilde olabilir. Kediyi eğitmeye çalışırken yapılan en büyük hata, kediye bir şeyi zorla yaptırmaktır. Çünkü kediye zorla, emirle bir şey yaptırmak imkansızdır. 

* “Lütfen gelir misin” mi diyeceğiz?

Yaptırmak istediğiniz şeyleri, mesela diyelim ki masaya çıkmasını istemiyorsunuz. Bunu ona kızarak, bağırarak ya da vurarak yapmaya çalıştığınız takdirde, kedi özellikle o masaya çıkar. Ama hoşlanmadığı bir şey, örneğin yapışkan bantlar, onu masanın üzerine yapıştırırsanız, kedi üzerine çıktığında ayağına yapışacağından, bir daha masaya çıkmaz.

Kendisine yapılan kötülüğü unutmaz 

* Söz dinlemedikleri için mi kediye “nankör” denir?

Tabii, kedi, köpek gibi itaat etmez. Ya da siz istediğiniz zaman kediyi sevemiyorsunuz. O kendini sevdirmek istediği zaman sahibinin yanına gelir. Ama köpeğe diyelim ceza verdiniz, 5 dakika sonra da “Gel oğlum” dediniz, köpek gelir, kendini sevdirir. Kediyi cezalandırdınız diyelim, hele fiziksel şiddette bulunduysanız, sizinle belki ömür boyu küser. Bir de kediler kendilerine yapılan kötü şeyleri unutmaz. Kindardırlar.

* Kedinin huyu, onu yetiştirenle ilgili midir?
Tabii o etkileşim de var. Siz kediye nasıl davranırsanız, o da aynı şekilde olur. Mesela en büyük hatalardan birisi şudur; yavru kediyi alıyorlar, evde oyun oynuyorlar, ama bunu yaparken kediyi sinirlendirerek yapıyorlar. O an belki eğlenceli gelebiliyor insanlara ama o kedi ileride agresif oluyor. 

* Kedi alırken “iyi huylu” mu değil mi anlamak mümkün mü?

Kedi olayı tamamen şans. Kedi almak isteyenlere hep söylerim; kediler tamamen kapalı kutu gibidir, ileride ne olacağını bilemezsin. Bazı kedi insana gerçekten hayatı çok farklı kılıp, onu mutlu yapabilir, ufkunu açar. Bazı kedi de hayatını cehenneme çevirebilir. Ben, “Bu riske girmek istemiyorsanız, büyük kedi alın” derim. 
* Büyük kedi alan kişiye alışabilir 
mi sizce?

Alışır, kedilerde öyle bir sorun yoktur. Kedi kendini rahat, huzurlu hissettiği ortamda sahibine de alışır.

* Alışır diyorsunuz ama ben 15 gün bir arkadaşımın kedisine baktım. Bana geldikten sonra 1 hafta kanepenin arkasından çıkmadı? 

Kediler paranoyak olur. Yani her şeyden kötülük gelecek, bir problem olacak diye bakar. Doğada da kedilerin büyük bir yaşam alanı yoktur, orada dostunu, düşmanını, her şeyi bilir, başına gelebilecek neyse onun için de çözüm üretir. Ancak o zaman kedi mutlu olur. Yaşadığı evde de, nerede ne var bilir. Çözemeyeceği problemlerle karşılaşmak istemez kedi. Onu en çok mutsuz eden şeydir bu. Başka bir ortama gittiği zaman hiçbir şeyi bilmiyor, ya sıfırdan başlayıp evdeki her şeyi çözecek, tanıyacak, ona karşı tedbir geliştirecek ya da bir köşeye pısıp kalacak. Bazı kediler bunu tercih eder, bazıları ise daha cesurdur, evi tanır, sonra evin sahibi ile temasa geçer. Bu cesaret ve özgüven, erkek kedilerde daha çoktur. Erkek kediler daha çabuk adapte olur, daha sosyaldirler. Dişiler, biraz daha agresif ve çekingenlerdir. 

Kedici erkekler hakimiyet kurmaz

* Kediler başka nelerden hoşlanmaz?

Kediye bir şeyi zorla yaptırmaya çalışmayacağız. Demin dedim ya ben evliliklere benzetiyorum kedi ile yaşamı. Nasıl ki birlikte yaşayanlar birbirini zorlamamalıysa, belli alanda kediyi özgür bırakacaksınız. Bir şey söyleyeyim mi, benim iki kızım var, kızlarımın evlenecekleri adamların kesin kedici olmasını isterim. 

* Neden?

Erkekler çoğunlukla “Benim dediğim olsun” ister ya... Kedici erkeklerde bu duygu çok törpülenmiştir. Kedici bir erkek, “Karım bana itaat etsin” düşüncesinde olmaz. Kedisi olan erkeklerde hakimiyet kurma duygusu, kediden dolayı, kedinin ona verdiği eğitimden dolayı azalmıştır. O yüzden kızlara en büyük tavsiyemiz, “Kedisi olan erkeklerle evlenin...” Kedi ile yaşamak belli bir disiplin gerektiriyor, kültür, anlayış gerektiriyor. 

* Kedi eve gelen bazı insanlardan hoşlanmadığını belli ediyor?

Evet ve çoğunlukla da haklı oluyor. Yani kedinin sevmediği insan için, sizi çok sevmediğini, size iyi bakmadığını düşünebilirsiniz. 

* Kendini sevmeyeni de anlıyor?

Hissediyor. Kediler bizim bildiğimizden çok daha akıllı, çoğu şeyin farkındalar. Bunlar iç güdü ile açıklanabilecek şeyler de değil. Çoğu şeyi hisseder kediler. Benim mesela başım ağırdığında, Cüneyt gelip başımı yalar. Ya da moralim bozuk olduğunda yanımdan ayrılmaz. Bu tür etkileşimler çok çok fazla yaşanır. 

Dişi kediler sadık değildir

* Kediler daha çok hangi hastalığa yakalanıyor?

Hastalıklar ırklara göre değişiyor. Saf ırklar alındığında, belli problemler de beraber alınıyor. Sokaktaki kediler, saf ırklara göre çok daha sağlıklı ve dirençliler. Onlar melez oldukları için, genetik hastalık taşımıyor. 

* Kediler niye obez oluyor? 

Hayatlarının üçte ikisi uyuyarak geçiriyor ve hareket etmiyorlar. 

* Kedilere rejim yaptırılabilir mi?

Hayır. Kedi karnı açıktığında, kan şekeri düştüğünde yemeğini ister. Vermezseniz agresifleşir. 

* Dişi kedi erkeğini seçer mi?

Kediler normalde sosyal değildir, bireysel yaşar. Sadece çiftleşecekleri zaman beraber olurlar. Böyle olunca birbirlerine tanımaları gerekir. Bir de şöyle bir durum var, dişi kediler çok da sadık değillerdir. Sabah bir erkekten hoşlanır, akşam başka erkekten hoşlanır onunla da birlikte olur. 

Stresinizi azaltır

* Kedi besleyenlerde stres gerçekten daha az mı görülüyor?

Bu bilimsel olarak da kanıtlanmıştır. Kedi sevdiğiniz zaman strese bağlı hastalıkları yaşamıyorsunuz, çünkü kedi vücuttaki elektriği alıyor. 

* Kedi bakanların en çok dile getirdiği şikayetler neler?

“Kedim tüy döküyor...” Kediniz tüy dökecek, tüy dökmeyen kedi yoktur. “Tüy dökmesini önleyecek ilaç var mı” diye çok soruluyor. Öyle bir şey yok. Zaten eğer tüy dökmesini engelleyen ilaçlar olsaydı, kedilerin çoğu ölürdü. Çünkü vücut sıcaklıklarını bu şekilde ayarlıyor. 

* Kuru mu yoksa konserve mama mı daha iyi?

Kuru mama, kedinin günlük ihtiyacı olan ne varsa hepsini barındırması. Kuru mamada özellikle suya dikkat etmek lazım. Eğer yeterince su içmiyorsa kedi o zaman yarı kuru yarı konserve mama verilmesi iyi olur.

1 Mart 2013 Cuma

Sokak Kedisi BOB:))

Birkaç gün önce ana haber bülteninde gördüğüm bu gerçek hikayenin bir kitabı olduğunu öğrenince hemen koşup aldım.

Sokaklarda yaşayan James Bowen yaralı bir sarman bulduğunda hayatının ne denli değişeceğini bilmiyordu.Kıt kanaat geçiniyordu ve son ihtiyacı olan şey bir kediydi.Oysa tanıştıktan sonra ayrılmaz bir ikili oldular ve birbirlerinin yaralarını sardılar.Sokak Kedisi Bob herkesin yüreğine işleyecek umut dolu ve sıcacık,gerçek bir hikaye....

Sizin için netten birkaç da resim buldum.Bakışlarına bakılırsa birbirlerine nasıl bağlandıkları o kadar belli ki:))