Daha bir gün önceden elinde çiçek olanı yakaladılar...
Anıta çiçek koyacak ne de olsa...
Bomba yerleştirse bu kadar olur...
*
Nefret yolları kesti...
Kin barikattı...
Ankara’ya giden bütün yolları tuttular...
Elinde bayrağı ile Cumhuriyetin kuruluş gününü kutlamak için yaya yollara düşenleri alıp götürdü, cumhuriyet düşmanı...
Zulüm oradaydı...
Atatürk anıtının önünde cumhuriyet marşlarını söyleyenlerin gözüne biber gazı sıktılar, yıkım birlikleri...
Sussunlar diye...
*
Ama...
Tarih defterinde düne bir işaret koyun...
29 Ekim 2012...
*
Dibe vuruştan sonra, yüzeye çıkıp alınan ilk nefes gibi...
Çünkü faşizmin gıcırdayan dişleri bütün çirkinliği ile engellemek istese de... Panzerler, helikopterler, coplar, biber gazları ile Cumhuriyet ve Cumhuriyet sevdalıları arasına girmek istese de...
Milyonlar oradaydı...
*
13 yaşında Elif...
Babası orman işçisi olduğu için büyükannesi ile geldi...
Küçük bir bayrak elinde...
O Cumhuriyetti işte...
*
“Saroz...”
Balıkçılar ona öyle diyorlar...
Yakaladığı son palamutları teslim etti, onun parası ile geldi...
Ağarmış kaşlarının arasında öyle gözleri vardı ki...
Kaplan gibi...
Bakamaz insan...
O işte Cumhuriyetti...
*
Bayrağını ağzına almıştı...
Alkışlamak istedi; dizlerini birbirine vurarak yaptı bunu..
2004’te mayında kalmıştı iki eli...
Olmayan ayakları ile oradaydı...
Cumhuriyetti işte o...
*
Düne bir işaret koyun...
Kırılma noktası dersiniz...
*
Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak...
Göreceksiniz...
Üniversitesini, yargısını, ordusunu, medyasını, sermayesini, sendikalarını, kurumlarını, kavramlarını, ilkelerini yok ettiklerini sandıkları Cumhuriyetin en büyük gücü, o “damarlardaki asil Cumhuriyet kanı” dün oradaydı...
*
Dibe vuruştan sonraki ilk nefesti sanki...
Unutmayın...
Dün, sonun başıydı...
***
30 Ekim 2012 - bcoskun@cumhuriyet.com.tr
*
Nefret yolları kesti...
Kin barikattı...
Ankara’ya giden bütün yolları tuttular...
Elinde bayrağı ile Cumhuriyetin kuruluş gününü kutlamak için yaya yollara düşenleri alıp götürdü, cumhuriyet düşmanı...
Zulüm oradaydı...
Atatürk anıtının önünde cumhuriyet marşlarını söyleyenlerin gözüne biber gazı sıktılar, yıkım birlikleri...
Sussunlar diye...
*
Ama...
Tarih defterinde düne bir işaret koyun...
29 Ekim 2012...
*
Dibe vuruştan sonra, yüzeye çıkıp alınan ilk nefes gibi...
Çünkü faşizmin gıcırdayan dişleri bütün çirkinliği ile engellemek istese de... Panzerler, helikopterler, coplar, biber gazları ile Cumhuriyet ve Cumhuriyet sevdalıları arasına girmek istese de...
Milyonlar oradaydı...
*
13 yaşında Elif...
Babası orman işçisi olduğu için büyükannesi ile geldi...
Küçük bir bayrak elinde...
O Cumhuriyetti işte...
*
“Saroz...”
Balıkçılar ona öyle diyorlar...
Yakaladığı son palamutları teslim etti, onun parası ile geldi...
Ağarmış kaşlarının arasında öyle gözleri vardı ki...
Kaplan gibi...
Bakamaz insan...
O işte Cumhuriyetti...
*
Bayrağını ağzına almıştı...
Alkışlamak istedi; dizlerini birbirine vurarak yaptı bunu..
2004’te mayında kalmıştı iki eli...
Olmayan ayakları ile oradaydı...
Cumhuriyetti işte o...
*
Düne bir işaret koyun...
Kırılma noktası dersiniz...
*
Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak...
Göreceksiniz...
Üniversitesini, yargısını, ordusunu, medyasını, sermayesini, sendikalarını, kurumlarını, kavramlarını, ilkelerini yok ettiklerini sandıkları Cumhuriyetin en büyük gücü, o “damarlardaki asil Cumhuriyet kanı” dün oradaydı...
*
Dibe vuruştan sonraki ilk nefesti sanki...
Unutmayın...
Dün, sonun başıydı...
***
30 Ekim 2012 - bcoskun@cumhuriyet.com.tr