bu yavruları anneleri 25 gün önce doğurdu,hemde ne doğum.zavallı kendi henüz 5-6 aylıktı zaten.gitmiş apartmanın giriş kapısının üstündeki sarmaşıkların arasına tıkmış bu minikleri.bizde baktık anneleri yanında hiç ellemedik.ama bugün onlara yakın olan dairedeki komşumuz bebeklerin gözlerinin çok kötü kapanmış olduğunu ve annenin birkaç gündür gelmediğini söyledi.hemen annemle gidip yavruları indirdik.gerçekten özellikle 2 tanesi çok kötü durumdaydı.1 tanesinin 1 gözü diğerinin 2 gözü birden kapanmıştı.annemle önce çayla temizledik gözlerini Allahtan açabildik ve boncuk gibi masmavi gözleri çıktı ortaya.o kadar acıkmışlarki hemen evden behlülün yaş mamasından indirdik,deli gibi saldırdılar,sonra devam sütü alıp koydum.anneyi her yerde aradım ama yoktu:(( başına birşey mi geldi acaba.şimdilik bahçenin güvenli bir noktasında kedi sepetindeler,artık yarın büyük bir kutudan onlara evlerini inşa edeceğim.napalım kaldı minikler başımıza.beni görünce basbas bağırıp üstüme tırmanıyorlar.haydi bakalım hayırlısı 4 tane torunum oldu:)))
doğum yaptığı yere bakın
30 Nisan 2013 Salı
Haydi Cupcake ciler bu Çekiliş tam size göreeeee
Çekilişlere çok katılmayan biri olarak bu hediyeleri görünce resmen atladım.Cupcake sevenlerin de kaçıracağını sanmam.Kurallar blogun sahibesi tarafından gayet güzel anlatılmış.Bence kaçırmayınnnnn..
http://delansey.blogspot.com/2013/04/bahar-merhaba-ve-cici-mi-cici-bir.html?showComment=1367309874342#c450760079803358970
http://delansey.blogspot.com/2013/04/bahar-merhaba-ve-cici-mi-cici-bir.html?showComment=1367309874342#c450760079803358970
22 Nisan 2013 Pazartesi
20 Nisan 2013 Cumartesi
NEDEN?
Üstümüze son sürat gelen otomobillerden korkmayız da, Yolda kendi halinde giden bir köpek görünce ayy diye çığlığı basarız.
İçinde sağlığa zararlı maddeler bulunan gıdaları bile afiyetle yeriz de, 10 yıllık köpeğimizi sağlığımız için tehlike diye sokaklara ölüme atarız.
Gece gündüz beynimizde çınlayan arabaların klaksonlarından rahatsız olmayız da, Uzaktan gelen bir köpek havlaması, kedi miyavlaması için hemen şikayete başlarız.
Bir kadının çantasını kapıp onu yerlerde sürükleyen kapkaççıya müdahale etmeye korkarız da, Çocuğa havlayıp korkuttu diye, kulübesine zincirle bağlı bir köpeği sopa, taş ve küreklerle vurarak parçalar ve öldürürüz.
Çantaya, ayakkabıya milyarlar verenlere, en pahalı viski, şampanya ve şarapları içenlere bir şey demeyiz de, Bir sokak köpeğinin önüne artık yemek koyanlara canım, bunca aç insan varken niçin hayvanları besliyorsun deriz.
Devleti milyarlarca dolar soyan vurgunculara oturduğumuz yerde söylenmenin dışında hiçbir tepki koymayız da, Yalnızca bir yudum su, bir kap artık yemek verilen hayvan barınakları için bu fakir devlet niçin bu köpekleri beslesin deriz.
Sokağımızda oluşan çöp dağları için hiçbir yeri aramayız da, Mahalleden geçen bir köpek için belediyeyi defalarca kez ararız.
Pop star yarışmalarında elenenler için ağlar paraya kıyıp sms ler göndeririz de, Sokakta gözümüzün önünde zehirlenip kıvranan hayvanlara şöyle bir bakıp geçeriz.
Oturduğumuz yerden, belediyeleri ve hükümeti yeşil alanlar ormanlar talan ediliyor diye kıyasıya eleştiririz de, Arabamıza park yeri açmak için 50 yaşındaki ağaçları gözümüzü kırpmadan keseriz.
Şarkı türkü konserlerinde şarkıcıyı yakından görünce heyecandan bayılacak kadar duygusalızdır da, Sokakta bize kocaman gözleri ile bakan bir kedi köpek yavrusunu taşla tekmeyle kovalarız.
Yolda gözümüzün önünde burnunu yere sümküreni, tüküreni ikaz etmek aklımıza gelmez de, Köpeklerden, kedilerden, kuşlardan çevreyi kirlettiği için şikayetçi oluruz.
Parkların yeşil çimenleri arasındaki onlarca izmaritten, tükürükten, çekirdek kabuklarından, sakızlardan çöplerden şikayet etmeyiz de, Köpeklerin parklarda gezdirilmesine etrafı kirletebilir diye izin vermeyiz.
Gece gündüz gürültü yapıp hayatımızı zindan eden üst kattakiler için adalete başvurmaya üşenir sadece kavga ile yetiniriz de, Evindeki kedi besliyor diye komşumuzu hemen mahkemeye verir, hayvanı evden attırıncaya kadar cansiperane savaşırız.
Belediyenin köpek barınaklarından koku geliyor diye şikayet ederiz de, Sanayi tesislerinden gökyüzüne ulaşıp ciğerlerimize dolan kokulu kimyasal dumandan rahatsız olmayız.
Devleti soyup soğana çevirenleri, bir daha seçer başımıza tacederiz de, Belediyenin bir hayvan barınağı yapmasına karşı çıkar,bu fakir devletin parası mı var deriz.
Trilyonları çalıp kısa sürede süper zengin olarak karşımıza çıkanların önünde saygı ile eğiliriz de, Sahipsiz köpekler kısırlaştırılsın diyenlere sokaklarda bunca kağıt toplayan çocuk varken devletin buna ayıracak parası yok deriz.
Belediyelere yeterli yeşil alan yapmadıkları için söyleniriz de, Yaprakları balkonumuzu kirletiyor diye evimizin yanındaki ağacı keseriz.
Lüks otellerin milyarlık odalarında şaşaa ile kalınmasını sorgulamayız da, Sokak hayvanlarına sahip çıkanlara bunca fakir insan varken.... diye fazilet dersi veririz.
Tuvaleti pis kokundan girilemeyen restorana gitmeye devam ederiz de, Kedi köpek besleyen arkadaşımızın evine titizliğimiz için gitmeyiz.
Tuvaletten çıktığında elini yıkamadığını gördüğümüz birisi ile rahatça tokalaşırız da, Bir köpeğin, kedinin başını okşamaya elimiz kirlenir diye çekiniriz.
Zayıf ve güçsüz olduğu için hayvana yaşam hakkı vermeyen bu zihniyet İnsanın fakir ve muhtacına da YAŞAM HAKKI tanımaz.
14 Nisan 2013 Pazar
Papyonum Melek Oldu:( Çok çok üzgünüm
o benim şimdiye kadar baktığım en ilginç pisiydi.köpek kadar sadıktı.bütün mahelleyi benimle dolaşır diğer kedileri besledikten sonra o yerdi.her sabah apartman kapısında beni böyle beklerdi.ona bir yuva bulmak için çok çabaladım ama olmadı:( daha 1 yaşını görmeden bugün ellerimden kaydı gitti.ellerim kanıyla yıkandı.o kadar hızlı çarpmışki araba korkunç bir manzaraydı.yanına koştuğumda son nefesini veriyordu.kucağıma aldım göğsüme bastırdım.kollarımda melek oldu yavrum.artık beni hiç beklemeycek ama ben onu hiç unutmayacağım.papyonum oğlum seni çok seviyorum annem
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)